Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Sökülmez Kaya, yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte su tüketiminin önemine dikkat çekti. Ancak Kaya, sanılanın aksine “fazla su tüketiminin” de vücuda zarar verebileceğini belirterek, su zehirlenmesi riski konusunda toplumu uyardı.
Prof. Dr. Pınar Sökülmez Kaya, bireyin günlük su ihtiyacının, genel bir ezberden değil kişisel enerji harcamasına göre hesaplanması gerektiğini söyledi. Günde 2-2,5 litre su tüketimi önerisinin, ortalama bir yetişkin için geçerli olduğunu belirten Kaya, “Bir insanın günlük su ihtiyacı sabit değildir. Biz sağlık profesyonelleri, bu ihtiyacı bireyin günlük enerji harcamasına göre değerlendiriyoruz. Sağlıklı bir yetişkinin ortalama günlük enerji ihtiyacı 2000-2500 kalori civarındadır. Buna karşılık da yaklaşık 2 ila 2,5 litre su tüketmesi gerekir. Ancak sporcular ya da yüksek enerji harcayan bireylerde bu değer çok daha yüksek olabilir. Örneğin günlük 5000-6000 kalori harcayan bir bireyin su ihtiyacı da buna paralel olarak artar. Vücudun bu artan sıvı ihtiyacını sadece su ile değil, limonata, maden suyu, şekersiz komposto gibi içeceklerle de karşılamak mümkündür. Kısacası su tüketimi sabit değil, kişiye ve yaşam tarzına göre esnek bir ihtiyaçtır.” dedi.
Su ihtiyacının vücuttan gelen sinyallerle de anlaşılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Kaya, “Vücudun susuz kaldığını anlamanın en basit yollarından biri idrar rengini gözlemlemektir. Eğer idrar rengi koyu sarıya dönüyorsa bu, su tüketiminin yetersiz olduğunun açık bir göstergesidir. Bu durum özellikle yaz aylarında, sıcaklıkla birlikte terleme yoluyla kaybedilen sıvının yerine konmaması halinde çok daha hızlı gelişebilir. Bu nedenle günlük su tüketimine bilinçli şekilde yaklaşmalı, bedenimizin verdiği sinyalleri doğru okumalıyız.” diyerek idrar renginin önemli bir gösterge olduğunu da belirtti.
Genel kanının aksine, suyu ihtiyacın üzerinde tüketmenin de zararlı olabileceğini belirten Prof. Dr. Kaya, su zehirlenmesi olarak bilinen durumun sağlık açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti:
“Halk arasında pek dile getirilmeyen ama önemli bir konu da suyun fazla tüketiminin doğurabileceği risklerdir. Gereğinden fazla su içildiğinde, bu vücutta ‘su zehirlenmesi’ adı verilen bir duruma yol açabilir. Bu durumda kandaki sodyum seviyesi aşırı derecede düşer. Elektrolit dengesi bozulur ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Hatta bilinç kaybı, nöbet geçirme, kalp ritminde bozulmalar gibi tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilir. Özellikle ‘ne kadar çok su o kadar iyi’ anlayışı doğru değildir. Su tüketimi mutlaka dengeli olmalı; ne eksik, ne fazla. Yani suyun fazlası da tıpkı azı gibi zararlıdır.”
Yaz aylarında sıklıkla karşılaşılan sıvı kaybı nedeniyle bilinçsizce fazla su tüketimi eğiliminde bulunulduğunu belirten Prof. Dr. Pınar Sökülmez Kaya, “Su, yaşamın kaynağıdır. Sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmazdır. Ancak bilinçsizce yapılan her davranış gibi, su tüketiminde de aşırılık zarara dönüşebilir. Yazın su kaybımız artar, bu doğru. Ama bu açığı kapatırken ihtiyaçtan fazla tüketmemek, tüketimimizi kendi bedenimizin ihtiyacına göre belirlemek gerekir. Su tüketimini sağlıkla buluşturmanın yolu da bu dengeyi kurmaktan geçiyor.” şeklinde konuştu.