MENU

ÇEVSAM Söyleşileri’nin Teması “Toprak Kirliliği”
25 Haziran 2021, Cuma - 22:44
Güncelleme: 26 Haziran 2021, Cumartesi - 18:46
Dinlemek için tıklayınızDİNLE
Paylaş
A+ A-

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ÇEVSAM), farklı konu ve konuklarla söyleşilerine devam ediyor.

ÇEVSAM Müdürü ve aynı zamanda Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen her söyleşide yeni bir bakış açısı kazandırılırken çevre sorunları da tüm yönleri ile değerlendiriliyor. Bu amaç çerçevesinde devam eden söyleşilere bu kez Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Ziraat Fakültesi Toprak ve Bitki Besleme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şule Orman konuk oldu.

"Toprak Kirliliği” eksenindeki söyleşi, OMÜ YouTube kanalı üzerinden çevrim içi (on-line) yayımlandı.

Prof. Dr. Yüksel Ardalı “Bu sorunu gündeme getirmek, çevre bilinci taşıyan kimselerin görevi ve ödevi olmalı”

Programın açılışında konuşan OMÜ ÇEVSAM Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı, toprağın önemi üzerinde durarak “Toprak anadır, toprak berekettir, toprak üretir. Dolayısıyla üretkenlik, sürdürülebilirlik demektir. Buna rağmen maalesef toprak kirliliği ve onu korumanın arka plana atıldığını gözlemliyoruz ki bu sorunu gündeme getirmek, çevre bilinci taşıyan kimselerin görevi ve ödevi olmalı. Her şeyden önce ülkemiz toprakları ile ilgili en büyük ve en önemli sorunların başında erozyon gelmekte. Her yıl milyonlarca ton verimli toprak, taşınarak elden çıkıyor. Ekonomik gerekçeler ve yüksek gelir elde etme isteği sonucu tarım arazileri, amaçları dışında kullanılarak ne yazık ki yok oluyor.” dedi.

“Toprak kirliliği hakkında yapılan araştırmalar yetersiz”

Türkiye’deki toprak kirliliği ve kayıplarının sebeplerine odaklanan Prof. Dr. Ardalı, bu sorunlara ilişkin “Ülkemizde her şeyden önce, çok yaygın ve şiddetli derecede erozyon devam ediyor. Tarımsal arazilerin amaç dışı kullanımı sonucu bu bölgelerde kurulan sanayi tesisleri ve yerleşim alanlarından çıkan kirleticiler, özellikle yakın çevredeki tarım arazileri için önemli bir kirlilik riski oluşturmakta. Bununla birlikte doğal yapılarında sağlık açısından zararlı maddeler içeren toprakların sınırları belirlenmiş ve envanterleri çıkarılmış değil. Dahası, toprak kirliliğinin önemi, boyutları, çevre ve sağlık üzerindeki etkileri gibi konularda yapılmış araştırmalar, hava ve su kirliliği gibi diğer çevre sorunlarına dair geniş çaplı araştırmalara göre yetersiz boyutta. Bürokratik aşamada ise toprak kirliliğinin önlenmesi, kontrolü,  izlenilmesi ve değerlendirilmesine yönelik yönetmeliğin henüz yayımlanamamış olması ve kurumlar arası koordinasyon eksikliği öncelikli sorunlar olarak sayılabilir.” şeklinde konuştu.

“Müsilaj sadece Marmara’yı değil, Karadeniz başta olmak üzere birçok su kaynağını etkiliyor”

Konuşmasında dünyada gıdaya ulaşamayan birçok ülke bulunduğunu hatırlatan ÇEVSAM Müdürü Prof. Dr. Ardalı ‘Türkiye henüz bu noktada değil’ bakışı ve yaklaşımının israfa yol açtığını belirtti. Prof. Dr. Ardalı ayrıca, günümüzdeki müsilaj (deniz salyası) probleminin nedenlerinden bahsederek bu tablonun sadece Marmara'yı değil, Karadeniz başta olmak üzere birçok su kaynağını etkilediğine de dikkat çekti.

Prof. Dr. Şule Orman “Toprak gıdanın sigortasıdır, pandemi döneminde bunun önemini ciddi oranda idrak ettik”

“Toprak nedir ve neden önemlidir?” sorusuna yanıt vererek sunumuna başlayan Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şule Orman da toprağın yaşam döngüsündeki önemi ve konumunu şu sözlerle dile getirdi: “Toprak, çevrenin ayrılmaz unsurlarından biri olmakla birlikte içerisinde ve üzerinde geniş bir canlılar âlemi bulunduran ve bitkilere hayat veren diri bir varlık. Bünyesinde gözle görebileceğimiz ya da göremeyeceğimiz milyarlarca canlıyı barındırıyor. Toprakla ilgili konuların geri planda kalmasının sebeplerinden biri toprağın, kirliliği uzun süre tutabiliyor olmasıdır. Toprak kaynaklarının sınırsız olmadığı zannına kapılmak, yanı sıra da toprak kirliliğinin su ve hava gibi ortamlardaki kirlilikten daha geç zamanda kendini göstermesi, bu büyük sorunu görmemizi geciktirdi. Toprak gıdanın sigortasıdır, öyle ki pandemi döneminde bunun önemini ciddi oranda idrak ettik.” dedi.

“Yaşadığımız müsilaj problemi, çevresel bilinci ve tavrı üst seviyede tutmamız gerektiğini gösteriyor”

“Gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya bırakmalıyız” diyen Prof. Dr. Orman, son günlerde Marmara Denizi’nde baş gösteren müsilaja değinerek “Hava, su ve toprağın önemini göz ardı etmeden çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Atık su arıtma tesislerinin geçmişinin çok uzun olmaması ve atık suların alıcı ortama doğrudan deşarjı; suyu, sucul yaşamı ve yeraltı sularını etkileyecek çeşitli tehditler yaratıyor. Gündemimizdeki müsilaj problemi bunun en büyük göstergesi olmakla birlikte çevresel bilinci ve tavrı üst seviyede tutmamız gerektiğini gösteriyor.” sözlerine yer verdi.

Pestisit kullanımı reçetelendirilebilir mi?

Programda Prof. Dr. Yüksel Ardalı’nın; pestisit (zararlılarla mücadelede kullanılan kimyasal ilaçlar) kullanımının, insanların ilaç kullanımı gibi reçetelendirilebilirliğinin mümkün olup olmadığı sorusu üzerine konuk akademisyen Prof. Dr. Orman şu değerlendirmede bulundu: “Tarımsal üretimde 2 tane girdi söz konusu. Bunlardan birisi gübre, diğeri ise pestisitlerdir. Pestisitler bitkiyi beslemek amacıyla kullanılır. Analize dayanmadan ve reçetelendirilmeden kontrolsüzce pestisit kullanımı, toprağı zehirlemekle kalmayıp besin yoluyla insanlara ulaşarak ciddi tehlikeleri beraberinde getirir. Toprakta yetiştirilen bitkiler çeşitli zararlılara karşı karbon, hidrojen ve klor içeren ilaçlarla ilaçlanıyor. Bu ilaçlar toprakta bozulmadan kaldıkları için toprak kirliliğine neden olmakta. Bundan ötürü bu maddeler, yağmur sularıyla su kaynaklarına taşınır ve dolayısıyla bu alanların da kirlenmesine yol açar. Gübreleme, toprağı tanımadan yapılırsa verimi arttırmaz, tam tersi verimi düşürür ve böylece toprak kirlenmiş olur. Fazla verilen gübre ve pestisitler, bitkilerin hastalanmasına zemin hazırlar. Toprak deyince aklımıza ilk olarak tarım geliyor. Toprağın kirlenmesinin yaygınlaşmasında, tarımda daha da çok kullanılan suni gübre ve pestisitin yanı sıra, endüstriyel gelişimin de rolü var. Ülkemizde geliştirilen toprak koruma projeleri ile doğru atık yönetiminin uygulanması, kirliliği azaltacak önlemler arasında.”

Söyleşi sonunda ise ÇEVSAM Müdürü Prof. Dr. Yüksel Ardalı konuk akademisyen Prof. Dr. Şule Orman’a programa katılımı ve katkısı için teşekkürlerini sundu.

X
Secure Login

This login is SSL protected