Samsun'un Vezirköprü ilçesindeki Oymaağaç Höyüğü kazılarının 20. yılında "Vezirköprü Arkeoloji ve Kültürel Miras Çalıştayı" gerçekleştirildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Pınar Sumer, çalıştay kapsamında yaptığı konuşmada, 2005 yılından bu yana sürdürülen kazı çalışmalarının hem bilimsel hem de bölgesel katkılarına vurgu yaptı. Sumer, “Samsun ili Vezirköprü ilçesi sınırları içerisinde yürütülen Oymaağaç Höyük/Nerik Arkeolojik Araştırma Projesi disiplinlerarası bir nitelik taşımaktadır. Aynı zamanda Samsun’un kültürel mirasının korunması ve tanıtılması açısından Vezirköprü ilçesine değer kazandıran çok yönlü bir araştırmadır. Projede emeği geçen tüm araştırmacılara ve akademisyenlerimize teşekkür ederiz.” dedi.
Samsun Müzesi Konferans Salonu'nda düzenlenen çalıştayda, Oymaağaç Kazı Başkanı Prof. Dr. Rainer M. Czichon gazetecilere yaptığı açıklamalarda, Oymaağaç Höyüğü kazılarının 20. yılında tarihe ışık tuttuğunu dile getirdi.
Yapılan kazılarda elde edilen verilere dayanarak Hititlerin kutsal kentinin Nerik olduğunu kesinleştirdiklerini ifade eden Czichon, "Burada şimdiye kadar 26 çivi yazısı tablet parçası bulduk. Bunların bir kısmı sergi salonunda sergileniyor. Tabletlerde Nerik'in hava tanrısından bahsedildiği için Nerik olduğunu kesinleştirdik." dedi.
Nerik'te kutsal bir pınarın olduğunu ve bunu çivi yazılarından öğrendiklerini anlatan Czichon, şunları aktardı:
"Bu pınarın yerini Oymaağaç Höyüğü'nde bulduk ve 9 yıl boyunca kazdık. Çok sayıda zorluk yaşadık çünkü yer altına inen bir tünel vardı. Bu kutsal havuzun içinde beklenmedik bir botanik hazinesi keşfettik. İnsanlar hazine deyince genellikle altın ya da gümüş beklerler ama bizim hazinemiz botanik ve ahşap malzemeler oldu. Örneğin, tarımdan kalan bir çapa, dünyada sadece üç tane var; ikisi Mısır'da, biri bizde. Ayrıca tezgah ve dokuma tezgahı parçaları, bir boyunduruk parçası ve bir sapan ucu var. Hepsi ahşaptan yapılmış. Çok nadir bulunan eserler bunlar. Bu buluntular havuzun içinde çıktı. Ancak bunlar Hitit dönemine değil, Demir Çağı’na tarihleniyor çünkü Demir Çağı’nda bu pınar kullanılmış ve sonra depo olarak değerlendirilmiş."
Oymaağaç Höyüğü kazılarında Nerik’te 3 bin yıllık fındık kabuğu da bulunduğunu hatırlatan Czichon, "Havuzun içinde fındık da çıktı ve Hitit dönemine tarihlendiriliyor. Radyokarbon tarihlemesi yaptırdık ve 15. yüzyıla ait olduğu belirlendi. Yani Karadeniz’in, belki de en eski fındığı Oymaağaç Höyüğü’nde diyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Çalıştayın ilk oturumunda, "Geç Tunç Çağı Çanak Çömleği Işığında Hitit ve Kaşka", "Oymaağaç Höyük Öncesinde Nerik ve Kaşkalar: Hitit Belgelerinde Bir Kült Kenti ve Gizemli Halkın İzleri" ve "Oymaağaç Höyük (Kuzeybatı) Son Dönem Kazı Çalışmaları" konulu sunumlar yapıldı.
İki gün süren çalıştay, sadece arkeolojik kazılarla sınırlı kalmayıp; filoloji, coğrafya, antropoloji, arkeometri, arkeobotanik, zooarkeoloji, mimarlık tarihi ve kültürel miras yönetimi gibi pek çok farklı alandan araştırmacıların katkılarıyla bölgenin geçmişine çok yönlü bir bakış sundu. Sunulan bildiriler, Hititler döneminden Roma’ya, Demir Çağı’ndan günümüze kadar geniş bir zaman diliminde Vezirköprü ve çevresinin kültürel zenginliğini ortaya koydu.
Programa Samsun Vali Yardımcısı Canan Hançer Baştürk, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Pınar Sumer, Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürü Süleyman Demirtaş, Samsun Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Eyüp Çakır, Samsun Müze Müdürü Kenan Sürül, Nerik Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Ali Yılmaz ve ASKON Samsun Şube Başkanı Ahmet Alp Doğru katıldı.
Çalıştay, ikinci gününde Vezirköprü Belediyesi Kültür Merkezi’nde devam edecek.