Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), İl Sağlık Müdürlüğü ve Organ Nakli Koordinatörleri Derneği (ONKOD) işbirliğiyle, organ bağışının önemine dikkat çekmek amacıyla "Hayat Devam Etsin-Organ Bağış Sempozyumu" düzenlendi.
OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çetin Kurnaz, tedavisi yalnızca organ ve doku nakliyle mümkün olan hastalıkların son dönemlerde en önemli sağlık sorunları arasında yer aldığına işaret etti.
Organ yetmezliklerinin yalnızca bireylerin yaşam süresini ve kalitesini etkilemekle kalmadığını aynı zamanda ülke ekonomisinde ve iş gücünde ciddi kayıplara neden olduğunu söyleyen Kurnaz, şöyle konuştu:
"Bu nedenle organ bağışı ve nakli, yalnızca tıbbi bir konu değil, toplumsal bir sorumluluktur. Ülkemizde organ nakli süreçlerinde Sağlık Bakanlığına bağlı Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi, hayati bir rol oynamaktadır. Bu sistem sayesinde sınırlı sayıdaki organ ve dokular, bilimsel kurallara ve etik ilkelere uygun biçimde, adaletli bir sistemle en uygun hastalara ulaştırılmaktadır. Ne yazık ki nakil bekleyen hasta sayımız göz önüne alındığında, hala ulaşmamız gereken uzun bir yol olduğu aşikardır."
Türkiye'de ekim ayı itibarıyla 1801 beyin ölümü tespit edildiğini, bunlardan 396'sının organ bağışına onay verildiğini aktaran Prof. Dr. Kurnaz, şöyle devam etti:
"Halihazırda 25 bin 651 böbrek, 2 bin 504 karaciğer, 1540 kalp, 207 akciğer, 235 pankreas, 4 ince bağırsak ve 2 bin 795 kornea hastamız olmak üzere 32 bin 982 yurttaşımız bağış beklemektedir. Bu tablo, her birimizin sorumluluğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu doğrultuda ülkemizde organ bağışı sayısını artırmak, halkımızda organ bağışı bilincini geliştirmek, organ yetmezliği nedeniyle yaşamının sonuna gelmiş hastalara umut ışığı olabilmek, onların yaşam sürelerini ve kalitesini artırmak amacıyla ilimizde ve üniversitemizde pek çok farkındalık faaliyeti gerçekleştirilmektedir."
Samsun Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Dr. Mehmet Kazak ise her sağlıklı bireyin bir gün organ nakli bekleme sırasına girebileceğini belirtti.
Organ nakli konusunun çok önemli olduğunu ve bunun için ekiplerin yoğun bir çalışma yürüttüğünü vurgulayan Kazak, şunları kaydetti:
"Sağlık Bakanlığının kurmuş olduğu çok güzel bir sistem var. Yani Türkiye'deki organ bağışı sistemi müdahale edilmeyen, güvenli, şeffaf ve açık bir sistem. Türkiye'de toplam 9 tane bölge var. Samsun da bunlardan bir tanesi. Samsun'a bağlı illerimiz Rize, Trabzon, Ordu, Giresun, Sinop, Amasya, Tokat. Biz bu ekibimizle birlikte sahada bizim 1000'e yakın arkadaşımız var."
OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ünsal Özgen de “Organ nakli koordinatörlüğümüz Türkiye’de ne kadar ödül varsa topladı. Kendilerine buradan teşekkür ediyorum. Organın teslim alınması, taşınması, laboratuvar işlemlerinin yapılması, organ bağışlayan kişinin hazırlanması, bekleyen kişiye nakledilmesi, komplikasyonlarının engellenmesi ve sonrasında erken ve geç dönemde yaşanabilecek problemlerin takibi ömür boyu süren zorlu bir yolculuktur. Başhekimlik olarak biz de bu yolculuğun bir parçası olmaya gayret ediyoruz. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ederim.” dedi.
Organ naklinin zaman, mekân ve ekip uyumuyla başarıya ulaştığını belirten OMÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Organ ve Doku Nakli Birimi Karaciğer Nakli Sorumlusu Doç. Dr. Oğuzhan Özşay, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu iş zaman, mekân ve ekip işidir. Zaman, hızlı hareket etmeyi; mekân, güçlü bir altyapıyı; ekip ise uyumlu çalışmayı gerektirir. Samsun’da bu anlamda çok şanslıyız, on yıldır burada çok iyi bir ekiple çalışıyorum. Ayrıca Türkiye’de kadavradan yapılan nakillerin artması, toplumun sosyo-kültürel gelişmişliğini gösterir. Samsun ve bu bölge bu açıdan Türkiye’nin örnek bölgelerinden biridir. Canlı vericili nakillerin azalması, kadavradan bağışların artması hepimizin dileğidir. Bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Ekip dayanışmasının ve özverinin önemine değinenOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Organ ve Doku Nakli Birimi Karaciğer Nakli Sorumlu Yardımcısı Doç. Dr. Kağan Karabulut ise şöyle konuştu:
“Yaklaşık 6 yıldır birlikte çalışıyoruz. Yeri geliyor, eşimizden çocuğumuzdan çok birbirimizi görüyoruz. Bu gerçekten zor bir iş ama bize her zaman destek olan yönetime ve özellikle de Birgül ablamıza ayrıca teşekkür ediyorum. Nereye gidersek bizimle beraber, onun yeri bizde çok ayrıdır. Levent Hocam ve diğer hocalarımız da bizim için çok kıymetli. Süreç gerçekten yorucu; bazen 12-13 saat, bazen 24 saat ayakta kaldığımız oluyor. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.”
Organ bağışı bekleme sürecinde yaşadığı zorluklardan bahseden 38 yaşındaki Nilüfer Sanıcı, duygularını şu sözlerle ifade etti:
“Karaciğer yetmezliği hastalığım bebekken teşhis edildi. Şimdiye kadar ciddi bir problem yaşamamıştım ancak yaş ilerledikçe organlarım ağır çalışmaya başladı. Oğuzhan Hocam ve Kağan Hocam’ın onayıyla karaciğer nakline onay verildi. Üç buçuk aydır sıra bekliyorum. Dosyam hazırlandı ama normal bir şekilde hayatıma devam ediyorum. Bugün organ nakli olmuş biriyle tanıştım, süreci çok güzel ilerlemiş. Gündüzleri işlerimi yapabiliyorum ama akşamları yorgun oluyorum. Tam bir insan gibi değilim, yarım gibiyim. Nakilden sonra daha iyi olacağıma inanıyorum. Karaciğer yetmezliğim siroz kaynaklı. Yedi yaşında bir kızım var, onu bırakıp gitmek istemiyorum. Bu yüzden kendime daha çok özen gösteriyorum.”
Organ bağışının hayat kurtardığını vurgulayan nakil olmuş hasta Yaşar Topuz, yaşadığı süreci şöyle anlattı:
“Yaklaşık iki yıl önce ameliyat oldum. Oğuzhan Bey’le tanıştıktan sonra tetkikler yapıldı ve nakil sürecine hazırlandım. Bekleme sürem uzun sürmedi çünkü 85 kilodan 60 kiloya düşmüş, ömrünün son demlerini yaşayan biriydim. Doktorlar bana 4 ila 6 hafta ömrüm kaldığını söylemişti. Karın bölgemde biriken sıvı artık haftada bir, hatta üç günde bir alınmaya başlanmıştı. Son sıvı aldırma işleminde Oğuzhan Hocam, ‘Bu hasta gözümüzün önünde eriyor’ dediler. Aynı gece kendisi aradı, bir organ bulunduğunu söyledi. O anı hiç unutmuyorum. Ameliyat oldum ve Allah’a şükür ikinci kez doğdum. Şimdi çok iyiyim, eski kiloma ulaştım, işlerimi yapabiliyorum. Bu süreçte emeği geçen organ bağışçısından hemşireye kadar herkese teşekkür ediyorum. Genç, yaşlı, herkes organ bağışına destek olmalı; çünkü organ bağışı hayat kurtarıyor.”
Etkinlikte Açılış konuşmalarının ardından ve Prof. Dr. İbrahim Levent Güngör’ tarafından “Beyin Ölümü Tanısı” ve Dr. Mehmet Kazak tarafından “Organ ve Doku Nakli Ulusal Koordinasyon Sistemi” konulu sunum yapıldı.
Sempozyumun sonunda, OMÜ fuaye alanında açılan “Organ Nakli Temalı Oyuncak Sergisi” katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü.
Etkinlik, teşekkür belgesinin takdiminin ardından hatıra fotoğrafı çekinilmesiyle sona erdi.
Programa, OMÜ Organ Nakli Koordinatörü hemşire Birgül Tan, akademisyenler, organ nakli olanlar, nakil sırası bekleyenler ve öğreniciler katıldı.