Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğrenci Konseyinin tertip ettiği ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç’in konuşmacı olduğu “Yeni Türkiye Güçlü Ekonomi” başlıklı konferans İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Konferansa; İİBF Dekanı Prof. Dr. Ebül Muhsin Doğan, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Dekan Ebül Muhsin Doğan ve Konsey Başkanı Ali Sarıalioğlu’nun selamlama konuşmalarından sonra kürsüye gelen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Süreyya Sadi Bilgiç, Yeni Türkiye Güçlü Ekonomi kavramlarının anlaşılabilmesi için öncelikle iktisattaki bazı temel kavramların bilinmesi gerektiğine işaret ederek “2023, 2053, 2071 vizyonlarını kazanabilmek, ortaya koyabilmek için hepimizin mutlak suretle ülkemizin nasıl bir değişim ve dönüşümün içerisinden geldiğine, ülkede zaman zaman değişen şartlar içerisinde konjonktürel olarak ne tarz politikalara eğimlenildiğine, yönlenildiğine bakmamız gerekiyor.” dedi. Bilgiç bu anlamda geçmişi bilmeden ne bugünü anlayabileceğimizi ne de geleceği yakalayabileceğimizi söyledi.
Bilgiç, Türkiye’de en fazla eleştirilen konulardan birinin üniversite sayısındaki artış olduğunu anımsatarak üniversite, yüksekokul mezunu gençlerin sayısının artmasının ülkelerin gerek sosyal ve kültürel gelişimleri gerekse ekonomik gelişmeleri ile direkt ilgisi olduğunu vurguladı.
Komisyon Başkanı Bilgiç, Yeni Türkiye ile ne kastettiklerine işaret ederek şu değerlendirmelerde bulundu: “Kastettiğimiz şudur: Yeni Türkiye, temeline insanı koyan, insana hizmeti alan, odağına yoksulunu, yaşlısını, engellisini koyan ve onların yaşam kalitesi ve refahının arttırılması için uğraş veren bir bakış anlamına geliyor. Bunları yapabilmek için devlet olarak göreceğiniz temel işler öncelikli olarak belli alanlardaki yatırımlarınızı güçlü bir şekilde sürdürebilmenizdir.”
Bilgiç Türkiye’de sık sık yeni yapılan yollar, havaalanları, Marmaray, üçüncü Boğaz Köprüsü ve havaalanı yahut nükleer santral ve çevreci bakış açılarının tartışıldığına vurgu yaparak “İşte sizin bu altyapı işlerini çözümlemeden vatandaşınızın refahını arttırıp onları belli bir noktaya doğru taşıyabilmeniz mümkün değil.” diye konuştu.
Süreyya Sadi Bilgiç bu tartışmalarla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu 400 metre engelli koşuya benziyor. Engellere bakıyorsunuz; çevre, nükleer, havaalanları, bölünmüş yollar, demiryollarınız, otobanlarınız, hızlı trenleriniz, bunların hepsini çoğaltabilirsiniz. Diğer ülkeler 400 metre engelliyi aşıp gelmişler. Ama Türkiye bugün hâlâ kısır koşullar içerisinde Kanal İstanbul’u tartışıyor. Ekolojik dengeyi bozup bozmayacağı, bu projeye ihtiyaç olup olmayacağı, çevresel etkilerinin neler olacağı gibi. Tabii ki bunları da tartışacağız. Fakat öbür taraftan diğer ülkelere bakıyorsunuz Kiel Kanalı 78 km ve 1894’te tamamlanmış veya Panama Kanalı 1914’te ulaşıma açılmış. Yine Süveyş Kanalı söz konusu olduğunda 1854’lere gidiyorsunuz. Bir sürü nehrimiz var ancak biz bunların hiçbirinden yük ya da yolcu taşımacılığında istifade edemiyoruz. Avrupa’ya baktığınızda yük taşımacılığının yüzde 40-50’sinin hatta bazı ülkelerde yüzde 60-70’inin su yolu ile yapıldığına tanık oluyorsunuz.”
Sadi Bilgiç su yolu kavramını 15-20 gün önce Plan ve Bütçe Komisyonundan geçirip Meclis genel Kurulunda kanunlaştırdıklarına değinerek su yolu kavramını ilk kez yasalara taşıdıklarını da sözlerine ekledi.
Konferans sonunda Komisyon Başkanı Sadi Bilgiç öğrencilerden gelen soruları yanıtladı.