OMÜ Gençlik Topluluğu
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Gençlik Topluluğu, Prof. Dr. Ercüment Ovalı’nın konuk olarak katıldığı canlı yayında Covid-19’un Türkiye / Avrupa ve dünya üzerindeki etkileri ve sürecin normal hayata dair gelecekteki değişkenlikleri konularını konuştu.
Topluluk başkanı Ertan Atasayar’ ın moderatör olarak yürüttüğü Zoom üzerinde yapılan canlı yayına topluluk akademik danışmanı Doç. Dr. Tamer Aslan, topluluk üyeleri ve davetliler katıldı.
Türkiye ve dünya üzerindeki sürece dair değerlendirmelerde bulunan Ovalı “Türkiye birçok Avrupa ülkesinden daha iyi durumda. Hastalığın hiçbir zaman İspanya gibi İtalya gibi ya da Amerika gibi seyretmeyeceğini düşünüyorum. Bunun da gerekçesi bulunduğumuz kuşakla ilgili. İran ve Hindistan örnekleri üzerinden bununla ilgili sebepleri önümüzdeki hafta hazır olacak olan raporla açıklayacağız. İkinci bir dalga en çok korkulan. Bilinmeyenlerle ve çarpan etkisiyle Türkiye’nin şuan en fazla yüzde 10’nu bu virüsle tanıştı. Emniyet tedbirlerinin gevşetilmesi halinde ikinci bir dalganın gelmesi çok mümkün. Ama iyi olan şey ise tüm dünyadan gelen raporlar doğrultusunda virüs zayıflıyor. Ancak insanların birden rehavete kapılması çok yanlış olur. En önemlisi yaz dönemine geliyoruz. UV ışınlar virüsün etkisini azaltacak ve farklı temas veya etkilerle bulaşma hızı daha aza inecek. Ancak virüs karakterini tamamen değiştirip etkisiz hale gelmezse sonbaharda yeni bir ikinci dalganın olacağı endişesindeyim.” şeklinde konuştu.
Nerede nasıl başladığıyla ilgili spekülasyonların dışında biyolojik savaş olduğunu belirten Ovalı “Bunun planlı bir salma olduğunu düşünmüyorum. Bir komplodan çok bir problem yaşanmasından kaynaklandığını bir hata olduğunu düşünüyorum. Gelecekte de en az bunun kadar etili salgınlar göreceğiz. Geçmişte bunun çok örnekleri var.” dedi.
Korunmanın temel ve değişmek unsurlarına dikkat çeken Ovalı “İzolasyon, hızla aşının üretilmesi, bağışık insanların plazmasının kullanılması korumanın temel unsurlarıdır, bunlar hiçbir zaman değişmez. Ne zaman olursa olsun hangi tip olursa olsun bu üç temel ajanda önemlidir.” dedi.
Aşı çalışmaları üzerine gelen bir soruyu Ovalı “İnsan ve bilim olarak birinci dünya ülkesiyiz. Biz kendimizi böyle görmeliyiz ve dışa bağımlılığı veya illa bir onayı beklememeliyiz. Biz bunu başarabilecek yeterliliğe sahibiz. Bir aşının normal şartlarda uygulanabilmesi 1- 1,5 yılı alıyor. Mutlaka tüm çalışmalar çok önemli ve değerli ama pandemi dönemi için zamanla yarış var. Tübitak’ın yerinde olsam Türkiye’ de hızla aşı üretebilecek projelerini bildiğim iki grup var, onları yoğun olarak desteklerim. Yurt dışından gelecek desteği beklemem. Biz yaptık, mayıs ayının sonuna doğru açıklayacağım çok yüksek miktarda aşı hazır. Sadece testlerinin geçmesini bekliyor. Hedefimiz yılbaşında Amerika‘yla aynı anda aşılamaya başlamak. Kısmetse 1 Eylül veya 1 Ekim arasında insanlarda uygulamaya başlayacağız.” şeklinde cevapladı.
Virüsün kontrol altına alınması normal şartlarda Ağustos ayında olabileceğini ifade eden Ovalı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ümit verici olan virüs yavaşlıyor. Ama bundan sonra hayatımız değişecek. Maskeyle yaşamayı öğreneceğiz. Muhtemelen hayatımızın bir parçası olacak gibi. Bazen dünyaya bakmak gerekir. Eğer bu süreç erken bitecek olsa altı tane dev ilaç firması bu aşı işine girmez. En erken de yılbaşında aşı uygulamasına başlanacaksa, biten bir enfeksiyon için böyle bir yatırım yapılmaz. İlk baştaki kadar şiddetli olmasa da biz bununla yaşayacağız.”.
Samsun/ Çarşamba doğumlu olan Prof. Dr. Ercüment Ovalı katılımcılardan gelen birçok soruyu yanıtladıktan sonra. Hacettepe’ de başlayan tıp eğitimini 1985 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesinde tamamladığını, ailesinin halen Samsun’ da olduğunu ve ziyaretlere geldiğini belirtti. Ovalı, katılımcılarla pandemi sonrasında yüz yüze bir toplantı yapma ve OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi sanat etkinliklerinde buluşma sözüyle söyleşiyi tamamladı.
DİNLE