MENU

Rekabet Kurumu Başkanı OMÜ'de Konferans Verdi
19 Nisan 2018, Perşembe - 18:01
Güncelleme: 19 Nisan 2018, Perşembe - 22:22
Dinlemek için tıklayınızDİNLE
Paylaş
A+ A-

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) İşletme Bölümünün düzenlediği "Piyasa, Rekabet ve Ahlak: Rekabet Kurumunda Kariyer Fırsatları" konulu konferansta Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak ve Rekabet Kurumu Uzman Yardımcısı Eren Yaldızlı davetli konuşmacı olarak yer aldı.

İİBF Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğe; Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, Atakum Kaymakamı Namık Kemal Nazlı, İİBF Dekanı Prof. Dr. Ebül Muhsin Doğan, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

İİBF Dekanı Prof. Dr. Ebül Muhsin Doğan'ın teşekkür konuşmasının ardından başlayan konferansta, Rekabet Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak üniversite gençliğiyle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek bu fırsatı sağlayan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç'e ve konferansın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

“Piyasa mı hayat tarzımızı belirliyor yoksa hayat tarzımız mı piyasayı?"

Konferansta piyasa, rekabet ve ahlak kavramları üzerinden sunum yapan Prof. Dr. Ömer Torlak, değişim ilişkisinin ortamı olarak tanımladığı piyasa kavramı ile ilgili şunları söyledi: "Bugünkü piyasa ortamında üretici ve tüketici, birbirini görmeden birtakım platformlar üzerinden bazı hizmet bedellerini ödeyerek alışveriş gerçekleştiriyor. Asıl soru ‘piyasa mı hayat tarzımızı belirliyor yoksa hayat tarzımız mı piyasayı belirliyor?’ İki soruya da hem evet hem de hayır cevabı verebiliriz. Piyasada öyle oyuncular var ki piyasayı belirliyor, etkiliyor ve piyasanın yönünü değiştiriyorlar. Ama bazen de piyasaya sunulan bir mal, verdiği mesajla hayat tarzımızı etkileyebiliyor.”

"Ahlaki değerleri gözeterek iş yapmak piyasa dengesini sağlayabilir"

Piyasa dengesi hususunda adil değiş tokuşun önündeki engellere dikkat çeken Ömer Torlak "İnsandaki para kazanma hırsı, piyasa dengesinde bozulmalara yol açabiliyor. İnsanlar piyasada ahlaki değerleri gözeterek iş yaparsa arz talep kendi içinde dengeye gelebilir ve fiyat olması gereken yerde buluşabilir. Adam Smith gibi ekonomistlerin ön gördüğü gibi piyasa kendi hâline bırakıldığında istenen fiyat oluşmayabilir. Bu durumda birileri hak ettiğinden çok kazanabilir, başka birileri de çok fazla bedel ödeyebilir." dedi.

Piyasa davranışlarına da değinen Torlak, insanın bir ürünü ya da hizmeti satın alırken her zaman rasyonel davranmadığını belirterek duyguların ve duyuların da satın alma davranışlarını etkilediğine işaret etti.

"Rekabet tüketicinin faydasınadır"

Rekabet konusunda da önemli açıklamalar yapan Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak "Eğer bir sektörde rekabet varsa tüketicinin faydasınadır. Günümüzde kullandığımız pek çok ürün rekabet ortamı sayesinde geliştirilmiştir. Rekabet olmasaydı AR-GE, inovasyon gibi kavramlar da olmayacaktı. Ürünler ilk özelliğiyle kullanılmaya devam edilecekti. Rekabetin heyecan ve motivasyon yaratma özelliği var. Ama rekabetin kötü bir tarafı da var. İnsanın hak ettiğinden daha fazla kazanma tutkusu ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Örneğin bir sektörde iş yapma tarzını kökten değiştirme anlamına gelen yıkıcı yenilik denen bir kavram var. Bu durumun olumlu sonuçları olduğu gibi olumsuz sonuçları da var. Ticaretin elektronik ortamlarda yapılması, datanın artık petrolden daha önemli hâle gelmesi gibi bir değişim yaşanıyor." şeklinde konuştu.

"Piyasanın görünür eli olan rekabet politikasına ihtiyaç var"

Rekabetin korunması ile ilgili politikalar hakkında da konuşan Prof. Dr. Ömer Torlak sözlerini şöyle sürdürdü: “Modern ekonomilerin üzerindeki görünmez el, bu işi kurtarmıyor. Görünür bir ele ihtiyaç var. Bu görünür ele de biz kamu politikası aracı olarak rekabet politikası diyoruz. Bu öyle bir araç ki iki tarafı keskin bıçak. Bir tarafında aşırı düzenleme ve aşırı bir müdahale boyutunu ön plana çıkartırsanız piyasayı piyasa olmaktan çıkarır, girişimcilerin önüne set çekersiniz. Ama bıçağın diğer tarafını etkili bir şekilde kullanmadığınız zaman da piyasaya girme motivasyonunu öldürürsünüz. Çünkü tekel ve benzerlerinin piyasada oluşturduğu tıkanıklığı açamazsınız. Dolayısıyla bu iki tarafı keskin bıçağı iyi kullanabilirsek işletmelerin olması gereken şartlarda birbiriyle rekabet etmesini sağlayabiliriz. Bunu sağlayacak olan da rekabet hukukudur. Rekabet hukukunun sonucu da tüketici refahının artmasıdır.”

"Rekabet karşıdakini yok etmeden gerçekleşebilir"

Piyasada ahlak kavramı hususunda da bilgiler paylaşan Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak, geçmişte ve kültürümüzde mevcut düzenlemelerden örnekler verdi. Hz. Muhammed döneminde ve Ahilik Teşkilatı'nda piyasa ahlakına yönelik kuralların olduğunu kaydeden Torlak, insanlık tarihinin 15 asırdır bu konuda birikimi olduğunu belirtti. Torlak "Ahlaki değerleri ön planda ve güçlü tutmak bazı işlem maliyetlerinin de azalmasına yol açacaktır. Mesela hak ihlalinden kaynaklanan dosya miktarı, bunlara harcanan mesai azalacak. Ahlaklı olmaya da önce kendimizden başlamalıyız. Biz toplumun önünde ahlaklı bir şekilde var olursak olmamız gereken noktaya çok çabuk geliriz. Eminim geleceğin girişimcileri olacak sizler, ileride meslektaşlarıyla hasbihâl edebilen insanlar olacaksınız. Hep bana diyen değil, karşısındakini de düşünen insanlar olacaksınız. Rekabetin karşıdakini yok etmeden de gerçekleşebileceğini unutmayın." dedi.

Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak'ın ardından Rekabet Kurumu Uzman Yardımcısı Eren Yaldızlı, rekabet kanununu detaylarıyla anlatarak Rekabet Kurumu hakkında katılımcılarla bilgiler paylaştı. Rekabet Kurumunun yapısı, görevleri ve personeli hakkında bilgilendirme yapan Yaldızlı, Rekabet Kurumunda çalışmak ya da staj yapmak isteyen öğrencilere şartları ve imkânları anlatarak yol gösterdi.

Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak'ın katılımcılardan gelen soruları yanıtlamasının ardından Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, Başkan Torlak'a verdiği değerli bilgiler için teşekkür ederek fidan sertifikası takdim etti.

Konferans, hediye takdimiyle sona erdi.

X
Secure Login

This login is SSL protected