MENU

“15 Temmuz Sonrası Siyaset ve Üniversiteler” Konferansı
24 Ekim 2016, Pazartesi - 15:25
Güncelleme: 03 Kasım 2016, Perşembe - 15:58
Dinlemek için tıklayınızDİNLE
Paylaş
A+ A-

Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Derneği (SOSKADER) iş birliği ile gerçekleştirilen “15 Temmuz Sonrası Siyaset ve Üniversiteler” konulu konferans Uzaktan Eğitim Merkezinin (UZEM) Konferans Salonu’nda yapıldı.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı’nın konuşmacı olduğu konferansa; Samsun Barosu Başkanı Kerami Gürbüz, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vedat Ceyhan, SOSKADER Başkanı Doç. Dr. İbrahim Turan, İlahiyat Fakültesi adına Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Metin Yılmaz, AK Parti Samsun İl Başkan Vekili Avukat Hakan Karaduman, Öğrenci Konseyi Başkanı Ali Saral Sarıalioğlu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

“İnisiyatif almalıyız”

Selamlama konuşmasında söz alan SOSKADER Başkanı Doç. Dr. İbrahim Turan, 15 Temmuz’un önemli bir kırılma ve dönüm noktası olduğunu vurgulayıp şunları söyledi: “FETÖ bu toplumun din ve inancı üzerinden sömürü yaparak ve eğitimi de iyi bir araç olarak kullanarak toplumda kendine yer bulmuştur. O yüzden üniversiteler ve özellikle İlahiyat Fakülteleri olarak bunun üzerine bundan sonraki süreçte muhakkak daha çok düşmeli ve düşünmeliyiz.”

Doç. Dr. Turan, bir sivil toplum kuruluşunun toplumsal hadiselerde, sosyal dönüşüm ve değişimlerde inisiyatif alıp bunu akademik camianın hizmetine sunması gerektiğine de işaret etti.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vedat Ceyhan da konuşmasında “15 Temmuz’da bu ülke için ölenler oldu. Bu insanlar sayesinde belki de şu anda burada konuşabiliyoruz. Bu duygu bana çok ağır geliyor. Eğer birileri bu ülke için öldüyse bize de şu yakışır; Her ne olursak olalım, öğretim üyesiysek, öğrenciysek, siyasetçiysek ölümüne bu ülke için bunu yapmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.

Selamlama konuşmalarından sonra konferansına başlayan Prof. Dr. Mazhar Bağlı sunumundaki temel meseleleri şöyle özetledi: “3 temel mesele var. Birincisi 15 Temmuz’da ne oldu, neler yaşandı? İkincisi sosyolojik bir kurum olarak siyaset dediğimiz uğraşın bizim için ne anlama geldiği ve bunun Türkiye tarihindeki yansımaları. Üçüncüsü ise bu konunun üniversitelerle ilgili bağlantısı.”

Prof. Dr. Bağlı, “15 Temmuz süreciyle bizzat şeytanı gördüm ve bu şeytanın neler yapabileceği ile ilgili kaygılarımı bütün toplumun da görmüş olduğunu düşünenlerden biriyim.” diyerek insanların gerçekten memleketin başına nasıl bir bela geleceğini kavradıklarını ve dolayısıyla müthiş bir cesaret ve inanılmaz bir kahramanlık destanı yazarak ülkeyi işgalden kurtardıklarını vurguladı.

“Milletimiz sivil siyasetin içinde olmalı”

Bu ülkenin kurtarılmasında, tekrar bağımsız ve müstakil devlet olmasında 15 Temmuz ruhunun çok önemli ve kilit bir rol oynadığının altını çizen Mazhar Bağlı, devamında şunları söyledi: “Zamanın ve dünyanın gerisinde kalmamak için ülkenin bağımsız ve müstakil politikalar çizmesi gereken bir yolun açıldığı süreçte ve çok kritik bir aşamada milletimiz, bana göre duruma vaziyet etmiştir. Milletin bu duruma vaziyet etmesini bir mekanizma ve siyasal projeye dönüştürmek üniversitelere düşer. Cumhuriyetin ilanından sonra siyasetçilerin, projelerini halkla açık yüreklilikle paylaşmasına izin vermediler. Bu tür sorunları çözmenin biricik yolu her birimizin sivil siyasetin içerisinde aktif birer aktör olmamızdan geçiyor. Ama uzunca bir süredir memlekette her bir kişinin sivil siyasetin içinde olmasını engelleyen ve bunun önüne bariyerler koyan tarihî bir geçmişimiz var. İlk defa aslında yeni yeni bunları gerçekleştirmeye başladık. Bu da tabii son derece zahmetli ve maliyetli bir iş. Siyasetin içinde bireylerin bulunmamış olması sahiden Türkiye’de meselelerin giderek başka problemlerle daha da derinleşmesine yol açıyor.”

15 Temmuz darbe girişimin, Türkiye’yi Amerika’nın işgal etmesine hazır hâle getirmek için FETÖ ve PKK iş birliği ile kurgulandığını belirten Prof. Dr. Bağlı, “Bu iki aktör ABD’ye gidip bizzat ihale talebinde bulundular. Her türlü senaryoyu uygulayabileceklerini gösterdiler. ABD de bu yönde onlara iş ihale etti. Ancak bu ihale milletin sinesinde geri tepti, başarısızlığa uğradı. FETÖ siyasete inanmadı, yani siyaset üzerinden iktidara gelinebileceğine inanmış olsalardı, şimdiye kadar 100 tane parti kurarlardı. Onlar siyaseti âdeta şırınga ile toplumun genlerinden çekip çıkararak, yerine teknokrat ve bürokratlardan müteşekkil bir cunta hareketinin memleketi idare etmesini istiyorlardı. Zaten askerî darbe yapmak istemelerinin sebebi buydu. 40 yıldır bugünü bekliyoruz demelerinin nedeni de buydu.” diye konuştu.

“Anadolu irfanı ve bilgeliği bize yol gösteriyor”

Mazhar Bağlı, 1950’den sonra çok partili Türkiye tarihinde; 2 fiilî darbe, 3 muhtıra, 15 Temmuz da dâhil 9 darbe girişimi olduğunu ve Türkiye’de aşağı yukarı 3 yılda bir askerî vesayetin kendini gösterdiğini de ifade etti. Bağlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversiteler olarak milletimizin ferasetini bir politik projeye dönüştürmekle mükellefiz. Bunu yapmazsak bir çete bile büyük tehlike olarak karşımıza çıkabiliyor. Günümüzde Anadolu irfanı ve bilgeliğinin, bizim sahip olduğumuz temel istek ve irademizin bu ülkede bir siyasal projeye, bir katma değere dönüşmesine ramak kaldığını samimiyetimle söylüyorum. Bunu sadece kendimiz ve ülkemiz için değil, bütün dünya coğrafyası için yapmalıyız. Şunu unutmamalıyız: Kendi geleceğimiz ve ülkemizin etrafındaki mazlum milletlerin geleceği adına bu coğrafyaya farklı bir pencereden bakmanın mümkün olduğunu göstermekle sorumlu olduğumuzu bilmeliyiz.”

“Batı hegemonyasını kaybetmek istemiyor”

Batı dünyasının kendisine alternatif olabilecek veya krize girdiğinde kendisinden istifade edebileceği ne kadar medeniyet, düşünce ufku ve toplumsal yapı varsa hepsini bir an önce yok etmek istediğini kaydeden Prof. Dr. Mazhar Bağlı, “Batı’nın kendi egemenliğini; üretim biçimi, ilişkileri ve araçları ile demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi evrensel hakların arkasına sığınmak suretiyle farklı enstrümanlarla yürüttüğünü görmemiz lazım.” diyerek sözlerini noktaladı. Konferans, soru-cevap bölümünden sonra sona erdi.

Konferansın ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vedat Ceyhan, Prof. Dr. Mazhar Bağlı’ya katılımından ötürü plaket takdim etti.

X
Secure Login

This login is SSL protected