MENU

Rektör Bilgiç "Atatürk, 19 Mayıs ve Samsun"
18 May 2018, Friday - 00:00
Updated: 23 May 2018, Wednesday - 11:46
Click to listenLISTEN
Share
A+ A-

Bugün 19 Mayıs’ın, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 99. yıl dönümünü bir millî bayram olarak içten kutluyor, milletimize, memleketimize hayırlı olmasını bir kez daha diliyoruz. Mahallî günlerimizin, millî bayramlarımızın değerler manzumesine katılması toplumsal dayanışmamızın en önemli kazanımlarındandır. 23 Nisan 1921’den itibaren millî bayramlarımız ayrı ayrı kanunlarla resmîleştirilirken bu günlerin anısına söylenen sözlerin değeri elbette ki çok büyüktür. Mazi, ara sıra yoklanmalıdır. Böylece iyinin kıymeti, kötünün de yeri belirlenmiş olur. Her dereceden tarih okuyucusu şunu teslim etmelidir ki geçmişine saygı duymayan bir millet, kendine saygısızlık ediyor demektir. Kuşkusuz 19 Mayıs, Millî Mücadele tarihimizin başlangıcını teşkil etmekle kalmamakta, Büyük Nutuk’un ilk cümlesini oluşturmakta, bu olay Atamızın doğum günü sayılmakta, dolayısıyla Samsunumuz açısından daha anlamlı, daha heyecanlı bir millî bayram gününü temsil etmektedir.

Birinci Dünya Savaşı’nın felaketli yılları sona ermiş gibi görünürken emperyalist devletlerin talepleri dinmek bilmiyordu. Osmanlı Devleti açısından ordu karargâhlarının lağvedilerek kolordu düzenine geçilmesi, kötünün iyisi olarak kabul edilebilirdi. İstanbul’a dönen ordu komutanlarından bazıları İngilizler tarafından tutuklanarak Malta’ya sürülürken, bazıları da bu durumdan nasıl çıkılacağını düşünüyorlar, bunun için bir eylem planı ve programı yapıyorlardı. İstanbul’da bulunduğu altı ay üç gün zarfında Mustafa Kemal Paşa böyle bir uğraşın içerisindeydi. 21 Nisan 1919 tarihli İngiliz notasının Anadolu kurtuluş mücadelesinin başlangıcı olacağını hemen hemen hiç kimse tahmin bile etmiyordu. İzmir’in işgalinden bir gün sonra, 16 Mayıs 1919’da 17 kişilik karargâhın Bandırma Vapuruyla Karadeniz’e açılması, birdenbire milletimizin kaderini değiştirdi. Sanki lütfu inayeti tayin ve takdir eden yüce Yaradan, din-i İslam’a sarılan milleti nasipsiz ve çaresiz bırakmadı.

19 Mayıs 1919’un şartları oldukça zor, son derecede ağır idi. Öncelikle Samsun güvenli bir yer değildi. Rum çeteleri şehrin dış mahallelerinde kol geziyor, silah sesleri hiç susmuyordu. Karadeniz’de İtilaf donanması dolaşıyor, Rum ahali bundan cesaret alıyor, geceleri evlerinde Rumca marşlar söylüyorlar, Yunan bayrağı dalgalandırıyorlardı. Mülki idare sessiz, olup biteni izliyor, mutasarrıf dahi İstanbul’a dönebilmenin yollarını arıyordu. Geçici bir önlem olmak üzere Mustafa Kemal Paşa, Refet Bey’i vekâleten mutasarrıflıkla görevlendirdi. İngilizler 200 kişilik birliklerini, 17 Mayıs’ta 100 askerle takviye etmişlerdi. Türkler de Rum çetelerine karşı harekete geçtiler, işler iyice karıştı. Bu durumu düzeltmekle görevli Mustafa Kemal Paşa Samsun’a geldiği günden itibaren İstanbul’u bilgilendirdi, hemen her konuda uyardı, durumun ciddiyet ve vahametini dile getirdi. İstanbul’da sözleştiği ve birer görevle Anadolu’ya geçen arkadaşları ile yazıştı. 21 Mayıs’ta Erzurum’da 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’ya çektiği telgrafta millet ve memlekete borçlu olduğu bu son vicdani görevi kabul ettiğini bildiriyor, 23 Mayıs’ta Ankara’da 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa’ya çektiği telgrafta ise kendisiyle daha sıkı temasta bulunmak istediğini, bir iki güne kadar karargâhıyla beraber ve geçici günler için Havza’ya gideceğini yazıyordu. Netice itibariyle 19 Mayıs Pazartesi günü sabahından 25 Mayıs 1919 Pazar günü sabahına kadar tam 7 gün boyunca Mıntıka Palas’ta Dokuzuncu Ordu Kıtaat Müfettişliğinin forsunu dalgalandırdı. “O büyük sima, burada bir hafta sessiz durdu. Etraf ve eknafı dinledikten sonra mekânı Anadolu içlerine nakletti.”

Millî Mücadele zaferle sonuçlandırıldıktan, yeni bir hükümet şekli gerçekleştirildikten sonra Mustafa Kemal Paşa 20-24 Eylül 1924 günleri Cumhurbaşkanı olarak Samsun’da bulunurken, konuşma yapan hatiplerin sözlerinde, basın organlarının sütunlarında henüz millî bayram kabul ve ilan edilmemiş olan Ondokuz Mayıs’a vurgu yapılmakta idi: “Ey zafer nuru Büyük Gazi bugün bastığın yer, 5 yıl evvel  bize bahşettiğin ilham ile titrer.”

Bunun yanında Samsun’da 5 şerefli günün 5 yılın hasretini dindirdiği belirtiliyor, Gazi Hazretleri şehirden ayrılırken memnuniyetini izhar ediyordu. 1925 yılının başlarından itibaren siyasi ve sosyal olaylar, bütün dikkatlerin bu yöne çevrilmesine sebep oldu. Ondokuz Mayıs vurgusu bir sonraki yıla kaldı. 1926’dan itibaren Ondokuz Mayıs, Samsun’da Gazi Günü olarak kutlanmaya başlandı. Samsun’un Gazi Günü münasebetiyle Reisicumhur Hazretleri Ankara’da durumdan haberdar edildi. Samsun Valisi'ne çektiği telgrafta teşekkürlerini ve sevgilerini dile getirdi.

1927 kutlamaları çerçevesinde Gazi Heykeli’nin temel atma töreni gerçekleştirildi ve aynı alanın Gazi Parkı olarak isimlendirilmesine onay verildi. Artık kutlamalar belli bir tören dâhilinde Gazi Parkı’nda yapılmaya başlandı. Mahallî gün olmakla birlikte bundan sonra Ondokuz Mayıs, Samsun’da her yıl bir millî bayram gibi kutlandı. 1935 yılında Gazi Günü’nün yerini Atatürk Günü aldı. Aynı sene içerisinde 27 Mayıs 1935’te Ulusal Bayramlar ve Genel Tatiller Hakkında Kanun kabul edilmesine rağmen Atatürk Günü bir mahallî gün olmayı sürdürdü. 20 Haziran 1938’de ilgili kanuna bir fıkra eklenerek 19 Mayıs millî bayramlarımız arasında yerini aldı.

19 Mayıs'ın 99. yıl dönümünü, millî bayram olarak kabul ve ilan edilmesinin 80. yılını kutlarken, bu günlere gelişimizi sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere onun kahraman silah arkadaşlarını bir kez daha şükranla, minnetle ve rahmetle anıyoruz.

Prof. Dr. Sait BİLGİÇ
Rektör

X
Secure Login

This login is SSL protected